Kamuoyunda “Tam Gün Yasası” olarak bilinen, özünde üniversitelerin Tıp Fakültelerinde görevli öğretim üyelerinin çalışmalarına ilişkin düzenlemeler barındıran kanun, hem getirdiği düzenlemelerin etkisi sebebiyle öğretim üyesi olan doktorlar arasında hem de kanunun, özellikle anayasaya uygun olup olmayışı açısından hukuk camiasında uzun süredir gündemdeki yerini korumaktadır.
Tam gün yasası olarak bilinen düzenlemenin 2009 yılından itibaren tartışılmaya başlanması Kanunun mahiyeti ve çıkacağı tarihin belirsizliği Muayene açmak isteyen Hekimlerin bu girişimlerinden vazgeçmelerine, muayenehane çalıştıran hekimlerin ise ruhsatlarını iade etmeleri nedeniyle mağduriyetlere sebep olmuştur.
Bilindiği üzere, 18/01/2014 tarihinde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa Geçici 64 madde eklenmiştir. Bu düzenleme, mesai saatleri dışında çalışma ruhsatı ile özel muayenehane işleten veya poliklinik ve tıp merkezi gibi sağlık kuruluşlarında çalışan öğretim üyelerini, öğretim üyesi oldukları üniversiteleri ile mesai saatleri dışında çalışmakta veya çalıştırmakta oldukları iş yerleri arasında seçim yapmak durumunda bırakmış kısa anlatımla öğretim üyelerinin mesai saatleri dışındaki doktorluk faaliyetlerini sürdürme hakları ellerinden alınmıştır.
Kanunun çıkış tarihi olan 2011 yılından önce tartışılmaya başlamış olması sebebiyle çalışma ruhsatı ile faaliyet gösteren pek çok öğretim üyesi kanun henüz yayınlanmadan veya yayınlandıktan sonra çalışma ruhsatlarını bağlı oldukları İl Sağlık Müdürlüklerine iade etmiş bir kısmı ise zaten Tam Gün Yasası’nın çıkacak olması sebebiyle muayenehane açmak ya da benzeri müesseselerde çalışma fikrinden vazgeçmiştir. Diğer taraftan ise bir çok öğretim üyesi, çalışma ruhsatlarını iade etmeyip Anayasa Mahkemesinin kanunun iptal edeceği inancıyla Hukuka aykırı bir şekilde faaliyetlerine devam etmişlerdir.
Nitekim; Yükseköğretim Kanunu’na eklenen Geçici 64. maddenin yürürlüğü 3 sene sonra Anayasa Mahkemesi’nce 09.04.2014 tarihinde durdurulmuş Muayenehane çalıştıran öğretim üyelerinin serbest meslek faaliyetinin icrasının önündeki yasal engel kalkmıştır.
Ancak, Hukuka saygılı öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun kanunun çıkacak olması veya Kanunun çıkmasından sonra çalışma ruhsatlarını iade etmiş olmaları sebebiyle Sağlık Müdürlüklerine yaptıkları Ruhsatların iadelerine ilişkin başvurular reddedilmiş, ret gerekçesinde Anayasa Mahkemesi kararının hali hazırda çalışan Hekimleri kapsadığı ibaresine yer verilmiştir. Şüphesiz ki bu durum, birlikte mesai yapan aynı unvana aynı kıdeme aynı uzmanlık derecesine sahip öğretim görevlileri arasında farklı uygulamalara yol açmış ve esasen kanuna riayet etmeyi ödev bilen ve tam gün yasasının çıkmasıyla ruhsatını iade eden bir çok öğretim üyesini cezalandırırken anayasal hak olan eşitlik ve hakkaniyet bağlamında ihlallere yol açmıştır.
Ret kararlarına karşı açılan davalarda İdare mahkemeleri ve istinaf mahkemeleri uygulamada dar bir yorum benimseyerek sadece yasanın çıkmasından sonra 2011, 2012 ve 2013 yıllarında ruhsatını iade eden Hekimlerin taleplerinin kabulüne karar vermiştir. Daha önce muayenehanesini kapatan ruhsatını iade eden veya şartlara haiz olduğu halde başvuru yapmayan davacıların talepleri ret ile sonuçlanmıştır.
Yüce Danıştayımız yaptığı temyiz incelemeleri sonucunda mağduriyetlerin özüne inen ve ilgililerin anayasal hakları çerçevesinde mağduriyetleri giderir yönde kararlar almaya başlamıştır.
Sonuç olarak; sürecin başlangıcından bu yana yakından takipçisi olduğumuz, mesai saatleri dışında muayenehane çalıştıran veya poliklinik ve tıp merkezi gibi vs gibi kuruluşlarda mesleğini icra etmekteyken mevzuatın değişmesi ile Çalışma Belgelerini İl Sağlık Müdürlüklerine teslim eden veya Kanunun çıkacak olması sebebiyle muayenehane açmayan, benzeri müesseselerde çalışmaktan vazgeçen öğretim üyesi hekimlerimizin mesai saatleri dışında da mesleklerini icra edebilmelerinin önü açılmış ve yaşanan mağduriyetler verilen Danıştay kararları sonucunda giderilmeye başlanmıştır.
Av. Akın BALCI
© 2023 Tüm Hakları Saklıdır. Web Tasarım By KAYA